Boşanma ve Velayet

Boşanma ve Velayet

Boşanma ve Velayet Yargıtay İçtihatı – 2

T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi

Karar Tarihi    : 30/04/2012

Esas                :  2011/17417

Karar               : 2012/11201

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı koca tarafından, velayetin değiştirilmesi isteminin reddi ve vekalet ücreti; davalı kadın tarafından ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: 1- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Temyiz edilen karar temyiz eden tarafa 8.7.2011 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.432) onbeş günlük süre geçtikten sonra 26.07.2011 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir.

Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir.

Ne var ki asliye hukuk (aile) mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay’a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4.maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca (1.6.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 k. sayı ile) karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple davalının temyiz isteminin reddi gerekmiştir.

2- Davacının temyiz itirazlarına hasren yapılan incelemede:

  1. a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
  1. b) Davacı, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden alınarak kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir. Davacının velayetin değiştirilmesine ilişkin talebi reddedilmiş, ancak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulü söz konusu değildir. Bu nedenle davacının kademeli talebi kabul edildiğinden davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken; davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmiş olması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md.438/7).

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b. bendinde açıklanan sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5. bendinin hükümden çıkartılmasına yerine <davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.100 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine> cümlesinin yazılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a. bendinde gösterilen sebeplerle onanmasına, davalının temyiz dilekçesinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple reddine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30.04.2012